Yazı

Ya Ummi…

Eski köşe yazılarımdan biri

 

Günlerdir boş yazı kağıdına bakıp duruyorum.
Yüreğim sızlıyor, gözyaşlarıma hakim olamıyor, ağlıyor ağlıyorum.
Ne demeli, ne söylemeli?
Ne yazmalı?
.
Ben anneyim.
Kanınla, canınla besleyip aylar boyu sabırla gelmesini beklediğin bir bebeğin doğmasının nasıl olduğunu,
İlk çığlığını duymanın insana nasıl duygular verdiğini,
Karnında kımıldayan o canlıyı kucağa alma hazzını, 
Minicik ellerinin ana göğsüne dokunmasının ne olduğunu,
Onu emzirirken , beslerken, velhasıl büyümesinin her evresinde onu gözlemlemenin, gururlanmanın, kokusunu ciğerine çekmenin,
Ayağına bir kıymık battığında dahi insanın canının çekilmesinin, dizlerinin çözülmesinin ne olduğunu çok ama çok iyi bilirim.
.
Şimdi…
Orada…
Zalimin bombalar yağdırdığı, cehennemi yerde
.
Hangi anaya neyi, nasıl anlatır,

Onları hangi sözlerle avutabilirsiniz?
.
Siz onun canının parçasını,
Siz onun gül kokulusunu,
Bir daha nasıl geri verebilirsiniz?
.
Sabır, ya Ummi sabır...
.
İsrail teröre ve teröristlere yönelik temizlik yapıyor ha…
Yaka, yıka, döke, saça, öldüre öldüre
Her yeri kana bulayarak yapılan temizlik gördünüz mü hiç?
.
Görmediyseniz dikkatlice bakın.
.
Orada yaşananları aklınıza, yüreğinize iyice kazıyın…
Günlerdir bir insanlık dramını izliyoruz.
Günlerdir yapılan soykırımı izliyoruz.
Tarihe ibretlik notlar düşülüyor.
.
Anaların kuzuları ölüyor.
Filistin gelincik tarlaları gibi…
.
Kim terörist?
Vatanını, imanını, namusunu koruma içgüdüsü ile kanını, canını veren mi?
Cami, okul, ev demeden yıkan yakan mı?
.
Kim yayılmacı?
Kim kendini en üstün ırk gören?
Kim kendinden başkasına yaşam hakkı tanımamayı ilke edinmiş?
Kim bunların sorumlusu?

Nasıl dindirilir anaların yüreğinde yaktığınız o ateş…
.
Ey Filistin
Ey Filistin halkı
Ne kadar yalnızsın,
Ne kadar melül ve mahzunsun,
Ve ne kadar yaralısın…



Çiğdem ALTINÖZ