Başımın tacı
Yıllar altın bir taç taktı başıma
Her parıltı bir gözyaşı bedeli
Çekemeyeceksen boşa taşıma
Dedi de yükledi, yoktu ederi
Bazı zor geldi de omuzlar çöktü
Taşınası değildi ağır bir yüktü
Yıkıldık bir müddet naçar, dizüstü
Asıldı suratı, birazcık küstü
Kalk dedi, durma kalk, yürü bu yolu
Arada bir bulursun gerçek dost kolu
Yine de güvenme yüksek dağlara
Balık olup takılma zalim ağlara
Arada nefeslen, bir söğüt altı
Darası şaşmaz hiç, doğrudur tartı
Şaşırma başına gelen işlere
Aldırma, dönüşlü o gidişlere
Çizilen çizgidir alın çatına
Binilmez her daim şansın atına
Bazen kaybedersin, kazandığında
Bazen de satarsın dünyayı pula
Kimi yokuş çıkar gibi olursun
Kimi de tükenir yolda kalırsın
Ümidin bittiği o en zor anda
Yeşerir bir şeyler gönül hanında
Bir bebek tenidir en yumuşağın
Bazı cehennemin olur yatağın
Gün olur gururdur asker selamı
Bazen iç acıtır dostun kelamı
Takvimden düşerken bir bir yapraklar
Çeker istemesen de seni topraklar
Burnun sık sık sızlar, düşer yaşların
Yerinden oynadı artık taşların
Başına takarım en güzel tacı
Her pırıltı yıllarca çektiğin acı
Artık yaşamının doruğundasın
Kovanın balısın, olgunluktasın
Çiğdem Atınöz -06/03/2015