Yazı

Adam ( ı ) Olmak

2 EKIM 2008 PERŞEMBE

Hepimizin bildiği bir deyimdir “adam olmak”.

İnsanlar için kullanıldığında yetişip büyümek, gelişmek, iş güç sahibi, topluma yararlı bir kişi olmayı ifade eder özet olarak.
Eşyalar için kullanıldığında ise onarılıp işe yarar hâle gelmeyi anlatır.
Elbette biz eşyalardan değil insanlardan bahsedeceğiz.

Bir hanım olarak adam olmak deyiminde kadınlar açısından biraz adaletsizlik olduğunu düşünsem de bu yazımda cinsiyet ayrımı gözetmeden kullanılış biçimini ele alacağım.

Ancak örneği erkeklerden alarak başlayayım...
Ailede erkek çocuğun sünnet edilme zamanı geldiğinde bu deyim kullanılmaya başlanır …
Çocuk başına geleceklerden korkar ama kesin bir dille erkek olacağı, adam olacağı anlatılınca garibim sesini çıkaramaz. Biraz ürkek, korkak, biraz gururla biraz da alacağı hediyeleri merak ederek bekler sünnet edilmeyi…
Neticede o gün gelir…Ana-baba gururla sarılır oğluna. İlk adım tamamdır.
Şimdi sırasıyla eğitim, askerlik, meslek edindirme, evlilik süreci başlayacak ve çocukları “adam gibi adam” olsun diye uğraşılacaktır.

Adam gibi adam olmak da, adam olmanın daha fazla vurgulanma ifadesi.

Burada bir parantez açalım:
Elbette kızlarımız da çok önemli…İyi bir eğitim almış, meslek sahibi olmuş, bunun yanı sıra el becerilerini geliştirmiş, bir evin idareciliğini de kolayca yapacak düzeye gelmiş olmalarının gerekliliğini tartışmak abesle iştigaldir.

Nasıl bir şeydir adam olmak ya da adam gibi adam olmak?

Halk arasında, verdiği söze sadık kalan, arkadan vurmayan, dürüst, iyi ahlâklı, güvenilirliği tartışılmaz insandır adam gibi adam.

İşte burada , yetiştirilme biçimi, alınan eğitim-öğrenim, kişiye has karakteristik özellikler, çevre gibi etkenlerin devreye girdiği görülür.

Andre Mazerelles “İşin güç kısmı, adam olmak değil, adam kalmaktır " derken bunların hepsini düşünmüş olmalı…

İradesine hakim olmayı bilen, çevresiyle uyumlu, iletişim kurmada becerikli, kararlı, cesaretli, sözünün eri, kendine güvenen, yeniliklere açık, kendini güncelleyen, aşırılıklara kaçmayan, dedikodu yapmayan, susmayı da konuşmayı da yerine göre yapan, felaket tellalı olmayan, ağzından çıkanı, kulağı duyan, güçlüklere göğüs gerebilen, şikayetçilik yapmamayı seçen, erdemli, insanları ve olayları ön yargılarla değerlendirmeyip akıl ve kalp süzgecinden geçirerek davranışlarını belirleyen, asaletli, hak yemeyen, adaletli olmayı prensip edinmiş, sorunların parçası olmaktansa çözümün parçası olmayı hedefleyen, tebessümünü esirgemeyen, kendini ağıra satmayan ama hafif görüntüyü de asla vermeyen, laf kalabalığından kaçınan, özü sözü bir , yalansız, riyasız olup, bencilliği bilmeyen, yardımsever, güzel ahlaklı insandır adam gibi adam olan.

Adam olma deyimine sadece bir harf ekleyerek bambaşka bir şekle dönüştürmek de mümkün.

Adamı olmak…

Yani birisine ram olmak…
Kendi başına hareket etmemeyi tercih ederek birisinin gölgesine sığınma durumu.
Bir başka açılımı da karşılıklı çıkar ilişkilerinden dolayı belli zaman dilimlerinde belli insanlara yakın olmak. Yaygın terimle "yalakalık" durumu...

Şimdi diyeceksiniz ki nereden çıktı bu yazı?
Niye yazıldı?

Vardır elbet bir sebebi...
Zamanı gelince onu da yazarım...